bir süredir yazamıyordum, yazacak bişiler bulamıyordum, yaşadıklarımı yazmaya değer addetmiyordum belki. gerçi şimdi de muazzam bir şey yaşamış da anlatmaya niyetlenmiş değilim. sadece paslanmamak için bir iki bir şey karalayayım dediğim noktadayım.
iş güç insanı meşgul ediyor azizim. üstelik de kalitesiz bir meşguliyet. dönüp arkana baktığında anlatacak hiçbirşey kalmadığını görüyorsun.. öle işte öğrenciler geliyo, kayıt neyin yapıyoruz. sonracığıma dersler başladı. bu dönem girdiğim ilk ders birinci sınıfların olunca, 3 saatlik dersin sonunda sesim travestiden hallice bir hal almıştı mesela. bağır çağır, koğuş sistemi.
bu eğitim sisteminin şöyle bir handikapı var zannımca; hocalar yaşlandıkça öğrenciler gençleşiyo. aradaki uçurum giderek açılıyor. mesela bu sene 93 doğumlu öğrencilerin kaydını yaptım yahu! 93 te doğan insan mı olur! seneye ben bir yaş daha yaşlanmış olacağım ama 94 doğumlular gelecek! yok yok, ondan sonra hocalar öğrenciyi anlamıyor derler. ben nası anlayayım seni, sen doğduğunda ben liseye başlamıştım! ben kurt cobain dinlerken, sen anne sütüyle besleniyordun!
bak sinirlendim yine..
0 yorum:
Yorum Gönder