olurum bazen ben böyle, sebepli sebepsiz..
her günkü gibiyken herşeyler..
her gün yaptıklarımı yapar dururken..
havam kararır, yağmur tıpırdar içimin damlarına..
içimin derinliklerine alkol sızdırmam gerekir..
böle zamanlarda; konuşmadan içebileceğim, anlatmadan durabileceğim, ıslak ıslak oturabileceğim yerler lazım gelir..
kendimi kapında bulurum...
paspasın bile yeter aslında, yüzsüzlük eder kapını çalarım..
masraflı da değilimdir, nevalemi yanımda taşırım..
hazırlıklıyımdır vesselam..
insan önce kendini bilmeli..
ben bir kanepenin ucunda, en az yeri kaplamaya gayret ederken, karşımda otur isterim..
içkime meze, hayatıma fon müziği ol diye..
konuşma lütfen.. lütfet sessizliğini diye yüzüne bakarım..
beni zaten tanırsın sen..
gözümden bazen yaş süzülür, silme diye beklerim..
gözümden akan yaşlar göğsümü ıslatmazsa rahatlayamam; bilirsin..
ne bir peçete uzat, ne de ağladığımı farket isterim..
sen bi otur önce, gerisini ben hallederim..
içince rezalet de çıkarmam, huyumdur..
sakince sızar kalırım, azıcık yer kapladığım kanepenin ucunda..
kaldırma, gözünü seveyim..
rahatlık değil derdim..
kaldırsan da muhtemelen kusarım, kendine iş çıkarma..
uyanınca giderim ben, bilirsin beni..
bırak içeyim, otur izleyeyim, sus dinleyeyim..
nasılsa geçer, tecrübeyle sabit..
evini değiştirme yeter..
orda kal...
bir sonraki gelişime kadar burda olduğunu bileyim.. zaten normalken çıkmam karşına..
arada beni idare ediver böyle; olmaz mı?
0 yorum:
Yorum Gönder