bu saatte oturmuş, çeviri yapmaya uğraşıyorum.. saat sanki 4 olmuş fln gibi geliyo bana.. oysa baktım şimdi, daha 1'i 10 geçmekte imiş..
bütün günümü buna ayırdım ama öylesine kötü bi çeviri oluyor ki, uykusuzluğuma ve suratımdan fışkırttığım sivilcelerime değmeyecek bi not alacağım karşılığında.. tabi yetiştirebilirsem.. yetiştiremezsem, onu bile alamıcam sanırım :(
üstelik de pembe yorganlar içinde, yastığını ordan oraya savura savura uyuyan bi sevgilim var.. bi de bana der "deli yatıyosun" diye :) yatabilmek için neler vermezdim...
aslında amaçsızlığından şikayet edip de bu yüksek lisans yapma işine sardığım hayatım; nasıl da rahatmış... maç bile izleyemedik bu akşam... neymiş, insan kaynakları yönetimi!
bi de cumartesi ehliyet sınavına girdim, yetmezmiş gibi.. bütün derslerden kalan tek kişi ben olucam sanırım. arkadaş, insan trafikten fln geçer bari; di me!
şimdi acaba kaç insan evladı net başında dır dır etmektedir? keşke diyorum, çalışmak zorunda olmasaydım be.. okuluma gidip, sabahlara kadar pc başında pinekleseydim.. hatta okulu da s..r et, evde koca felan bekleseydim ya..
ehu, uykusunda bağıran ama çıkardığı seste zerre anlam olmayan bi adam mı arıyosunuz? pembe yorgan altında yatıyo burda, gelin alın :) "hıam!" dedi kendileri, anlam vermeye uğraşmıyorum :) hayır, niye bağırıyo, onu çözemiyorum...daha mı etkili oluyo ki? kabus fln görüyo olsa, şefkat göstercem de; hıam nedir ya?
sevgili profesörüm, (adını vermek istemiyorum burda) bu bana yaptırdığın çevirinin her bi kelimesi kadar kımız akıtsınlar boğazından! o kadar diyorum..
yatıyorum ben ya, yarın işe gitcem bi de.. te allam..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder