ama nelere alışmıyor ki insan..
hani doktora gidersin de, sana sorular sorar.
"son zamanlarda nefes alışınızda bir problem var mı?"
"sırtınızda hafif bir ağrı hissettiniz mi?"
"uykularınız huzursuz mu?" gibi..
işte ben o soruların her birine "bilmiyorum" diyenlerdenim. ki çoğu doktoru şaşırtmıştır bu cevabım. şaşırmayanlar ise, zaten alacakları cevapla ilgilenmeyecek olanlardır.
kendimi dinlemem, kendimin farkına bile varmam. sadece alışırım, görmezden gelirim..
işte bu sıcağa da alışıyor insan.
2 ya da 3 sene önce tatile geldiğimde buraya, arkadaşımın yanına - ki kendisi o zaman evlenmemişti daha, şimdi ise ölümüne hamile- sokağa bile çıkmamıştım hiç. hepi topu bir haftalık tatilim vardı ve ben antalyaya gelmiştim. ama klimalı odadan kafamı çıkarınca bile nefes alamıyordum. bu durumda tatilimin %67'sini odada ahmet altan okuyarak ve kaplan belgeseli izleyerek geçirmiştim.
ama şimdi evim burda. o evimde klima da yok üstelik. haftada 2 gün çalışıyorum. iş yerimde klima var evet ama sadece 2 gün. diğer günler -mesela bugün- sadece evde bilgisayar başında oturuyor ve mümkün olduğunca az hareket etmeye çalışıyorum. nefes alıyor olmak bile terletiyor insanı.
zaten suyu sevmem ama kendime kokmayı da sevmem. mecburen her gün duş alıyorum, almak zorunda kalıyorum..
ha şimdi sorsan bana doktor edasıyla, "son zamalarda kendinizde bir tükenmişlik hissediyor musunuz" diye; "bilmem ki" derim. alışıyorum, alışıyorsunuz, alışıyorlar...
0 yorum:
Yorum Gönder