Kafamda dolanan hemen her cümle "mesela" ile başlıyor..
Mesela, turizm okumayı değil de, hayalini kurduğum gibi psikoloji okumayı seçseydim; hayatım şu an nasıl olurdu?
Ya da, oteldeki işimden ayrılmayıp hala istanbulda yaşıyor olsaydım?
İstanbulda değil de bir tatil yöresinde çalışmayı seçmiş olsaydım, okulu bitirdiğimde?
Bi ara ciddi ciddi niyet ettiğim gibi herşeyi bırakıp sadece yazarak hayatta kalmayı seçseydim?
Müziğe olan yeteneğimin üstüne gitmiş olsaydım?
Zamanında evlenme teklifi aldığım o çok zengin adamla evlenmiş olsaydım?
Okulu bitirdiğimde sektöre girmek yerine akademisyen olmayı seçmiş olsaydım?
Birden fazla yol, her zaman var insanın önünde...
Atılan her adım da bir seçim aslında..
Her tercih, biraz reddediş..
İstanbuldan ayrılıp antalyaya yerleşmek, hayatımdaki en önemli dönüm noktalarından biriydi sanıyorum.. O zaman farkında değildim elbet.. Yaşadığım şehiri, çok iyi yaptığımı bildiğim işimi, eğitimini aldığım ve bolca deneyim biriktirdiğim sektörü, dünyada en çok sevdiğim iki insan olan annemi ve kardeşimi arkamda bırakarak geldim buraya..
İşte şu aralar en çok, ya yapmasaydım diyorum?
Bu kadar yanlış karar vermeseydim?
Ya da kararları verirken, biraz daha öngörülü olabilseydim..
En azından "yapma" diyenleri dinleyebilseydim yahu!
Ha çok mu kötü hayatım? Yooo.. Hatta fazlasıyla memnunum.. Belki benim yerime başkasını koysanız, iki gün dayanmaz, belki de hiç gitmek istemez; bilmiyorum.. Ama yaşanmışlıklarımı bir araya toplayıp hayatımın muhasebesini yaptığımda, bugünümün dünümden daha iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim..
İstediğim hayatı yaşıyorum çünkü.. Bir sürü alternatif arasından yaptığım seçimlerle, beni bugüne taşıyan hayatımı.. Ve değişmek de istemiyorum! Sigarayı bırakmak, sağlıklı yaşamak, alkol almaktan vazgeçmek, zayıflamak, evimi sürekli temiz tutmak, kariyerimi ilerletebilmek için o aptal tezi yazmak, insanlarla iyi geçinmek, sosyalleşmek adına saçma sapan insanlarla tanıştırılmak, yaz geldi diye zorla denize sürüklenmek istemiyorum!
Madem bu gün buradayız, madem bu gün varız yarın yokuz, madem bi tane hayatımız var..
O zaman onu istediğimiz gibi yaşamak gibi bir lüksümüz de olmalı!
Bundan sonra kimsenin bana "çok içiyorsun" ya da "sigarayı bırakman lazım" veya "o tezi de yazsan artık" demesini istemiyorum! Beni asosyal olmakla suçlamasını, köpeklerimin evi pislettiğinden dem vurmasını, bi temizlikçi tutmam gerektiğini hatırlatmasını da...
Bir sürü seçimler yaparken, yanlış kararlar verirken ve o yanlış kararların bedelini ağır biçimde öderken; sırça köşklerinden beni izleyenlerin, tam da herşey yoluna girmeye başlamışken bana akıl öğretmeye yeltenmesini kabul etmiyorum!
Köpeklerim ve ben; pis bir evde yaşamaktan, o pis evin içinde hayvanlar gibi içip sabahlara kadar oturup, öğlenlere kadar uyumaktan, yüksek sesle müzik dinleyip sayfalarca yazmaktan memnununuz! Bu da benim alternatifim! Memnun olmayan beri gelsin!
0 yorum:
Yorum Gönder