29.02.2012

HaL

hani böle yapman gereken çok çok fazla iş vardır, gözünde büyür..
nereden başlaman gerektiğini bile bulamadığın için, elin kolun bağlanır..
işler birikip zaman daralırken, sen öööle oturursun..

işte ben, tam o noktadayım :(((


HoPPaaaa :)))
15.02.2012

Bu SaBaH

                                      

istanbul karmış kışmış, çok şükür ki atmışız kendimizi sıcak memlekete.. burda yağsa yağsa yağmur yağar.. ama ne yağmak... ceviz büyüklüğünde taneli, baraj kenarında yaşar gibi gürültülü..

çok çok güzel geçen bir sevgililer gününün ardından, güsel başlayan bir sabahta; köpüşlerimi de alıp dışarı çıktım. normalde huyum değil köpek gezdirmek ama rica etti kocam, "kırayım mı yani" dedim kendime ve tüm üşengeçliğimden silkinip aldım elime tasmaları.. iyi ki de çıkmışım...
yüzünü çekingence de olsa gösteren bir güneş, bir taraftan da yavaştan sinsice yağan yağmur.. yumuşak bir hava.. içim temizlendi sanki...

okula geldim sonra, yolda yağmadı neyse ki... başımı sokmamı bekler gibi, bir başladı gözünü sevdiğimin yağmuru... açtım pencereyi, bana karşı üfleyen sıcak klimanın karşısından gürül gürül yağan yağmuru izledim.. yaşama sevinci doldum!


şimdi ise çalışmam gerekiyor.. çalışmak ister mi insan? bu kadar güzel duygularla dolmuşken içim, çalışmak istiyorum evet :))

herkese kolay gelsin efenim; özellikle de, karla sınanan bir memlekette yaşamak zorunda kalanlara...
12.02.2012

ÇoK BoŞ!

bu aralara hayatım öylesine boş, öylesine boş... hiçbir şey yapmadan yaşıyorum resmen.. içimden de başka türlüsü gelmiyor zaten.. ne evle ilgilenesim var, ne tezimi yazasım... ne okula gidesim var, ne çalışasım.. öyle, ortada takılıp salınasım var sadece..
manyak gibi dizi izliyorum.. sanki yapacak hiçbişi kalmamış gibi, vakit öldürmenin binbir çeşidini deniyorum.. sonra da yapmam gereken şeyler birikti diyip, nasıl olsa yetişmez havasında; daha da salıyorum..
aptal facebook oyunları oynuyorum ve işin ilginci, hayatta sorumluluk hissettiğim tek şey de onlar anasını satayım.. mesai yapar gibi, düzenli olarak kontrol ediyorum onları..
bana bir amaç lazım sanırım.. heveslenecek ve emek sarfetmemi sağlayacak bir amaç.. kaybettiğim şeyleri geri kazanmam lazım.. zira; hayat böle geçmez..
en manyak kadınlara aşık olursunuz..
en sıradanlarıyla evlenirsiniz.

en çok manyaklarla güler, en rahat onların yanında ağlarsınız..
yanında en ciddi durmanız gerekenlerle evlenirsiniz.

içip içip rezalet çıkarabilir, yataklarına kusabilir, sokaklarda naralar atabilirsiniz.
ağzına arpa suyu süremediklerinizle evlenirsiniz

bugün simsiyah giyinip, yarın pembelere bürünme ihtimali olanları seversiniz.
her daim kahverengi giyenlerle evlenirsiniz.

gelecek kaygısı olmayan, günlük endişeler taşıyanları seversiniz.
omzunuza kocaman bir gelecek yükü bindirenlerle evlenirsiniz.


sonra da; ayna karşısında uzamış sakallı silüetinize, mutsuzluğunuzun hesabını vermeye çalışırsınız.

hikayenizin emsalsiz olduğunu, hayatın size bi yerde madik attığını, lakin farkedemediğinizi anlatır durursunuz aynalara; olmaz ama, olursa soranlara..




yıllar sonra 'dış ses' in biri, hikayenizi başlıkta yazan cümleyle bitirir; ruhunuz duymaz.. Duysa da umrunuzda olmaz, "yazık iyi adamdı" sınızdır artık.........................




8.02.2012

KaRDeŞ ÖNeMLi

kardeşi olmalı insanın.. hiçbişi olmasa, hayatına tanıklık etmiş biri olsun diye, kardeşi olmalı.. çocukluğunu, ergenliğini, gençliğini, düğününü, çocuğunu, yaşlılığını görecek biri olmalı yanında herkesin. hiçbir arkadaş ya da yakın akraba yaşatmaz bunu..
kardeş farklıdır.. aynı dili konuştuğun, dünyaya karşı birlik olduğun, herkeslere kumpas kurduğun, iki olmanın bir olmaktan fazla olduğunu ilk öğrendiğin kişidir.. bir şişe su alıp, yarısından çoğunu ona bırakmaktır kavurucu sıcaklarda.. tek simit alabilip "ben zaten acıkmadım daha" demektir...
paran bittiğinde sıkılmadan isteyebilmek ve geri ödemek zorunda kalmayacağını bilmektir... "bugünlük" giydiğin kazağın artık zimmetine geçmesidir. özel günlerde saçını başını yapmak, kıyafetini düzeltmek, yanına kimseleri yakıştıramamaktır. insanın nasıl olup da katil olabileceğine inandığın anlar, birilerinin onu ağlattığı zamanlara denk gelmesi de tesadüf değildir.
30 yaşına da gelse, karşıdan karşıya geçerken elini tutmaktır.. giydiği herşeyi yakıştırmak, sürdüğü her kokuya hayran kalmak, onun dünya üzerinde yaşayan en muhteşem yaratık olduğuna canı gönülden inanmaktır. senden daha -iyi- olan tek kişinin o olduğunu sanmaktır. onun senden -iyi- olmasıyla gurur duymaktır.
bazen gölgesinde dinlenmek, bazen dinlenebileceği bir gölge sunabilmek için saatlerce güneş altında kolların açık beklemeyi göze almaktır..

canın sıkıldığında yüzüne küfredebildiğin, ertesi gün kahvaltıda yumurtasını soyduğun kişiye kardeş denir!
 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!