22.04.2012

UyKu

bu saat oldu (02.03), hala uykum yok! nefret ediyorum böle olmasından!
oysa ben sabahları; erken olmasa bile, makul bir saatte uyanmak istiyorum.. ama tabii bunun için; erken olmasa da, makul bir saatte yatmak gerekiyor zannımca :))

belki de bilgisayar başında oturmaktan gelmiyordur uykum.. belki de yatağa yatsam, bebek gibi uyurum bi anda.. ama uyuyamazsam, fena.. çünkü yatakta dönüp durmak kadar tiksindiğim çok az şey var şu hayatta..

kendime bisiklet almaya karar verdim bu arada.. yazın; sabahları erken olmasa bile makul bir saatte uyanabilirsem, deniz kenarında zevk-ü sefa etmek için :))
15.04.2012

DüN - BuGüN

eskiden "yapacak bi sürü işim var ama canım sadece dizi izlemek istiyor delicesine" derdim.
şimdi ise "yapacak bi sürü işim var ama canım hiç bir şey yapmak istemiyor umarsızca" diyebilirim ancak..
dizi izlemek de, aptal facebook oyunları oynamak da istemiyor canım.. iyice loosera bağladım zannımca..
çok yalnızım be atom!
10.04.2012

O DeĞiL De..

kimsenin yazası yok ha.. farkediyorum ki, bloglara yazılan yazılar iyiice azaldı.. eskiden her gün yazanlar, şimdi ancak ayda bir felan.. ben de farklı sayılmam, eleştirmiyorum bu sebeple.. olmayınca olmuyor, bilirim :p insanın içinden gelmiyor, yaşadıklarını yazmaya değer bulmuyor vesaire.. ama yazmasam da, her sabah gazete okur gibi blog okurdum, onu yapamıyorum artık.. günlük rutinimi bozdunuz :)

bir de herşey aynı oluyor ya bir süre sonra.. "bugün kalktım, kahvaltı yaptım, işe gittim, çok çalıştım, eve geldim, yemek yedim, yattım, uyudum"   eee, peki ertesi gün? (copy, paste) dolayısıyla, yazma hevesi felan yok bünyede.. yine de okumak iyi oluyordu :)

aaa bak farklı bişi oldu dün, elektrikler kesildi :)) ama çok fena kesildi, tüm batı antalya'nın kesikmiş.. acayip fırtına vardı, ben bile bu cüsseme rağmen uçucam diye korktum.. o fırtına işte, elektrik şeysine zarar vermiş. dün akşam medeniyetten uzak bi gece geçirdik bu vesile ile.. akşam 20.30 sularında uyudum misal.. sabahın 7'sinde de uyandım haliyle... sonra da gün geçmek bilmiyo.. ama bi sürü dizim birikmiş onları izledim, güzeldi..

neleri izledim bak anlatayım (yazacak konu bulamayan bloggerın umutsuz çırpınışları)
* being human
* bones
* fringe
* grey's anatomy
* person of interest

evet evet, hepsinin yeni bölümlerini bu sabah izledim..çok güzeldi valla.. gerçi kendime yeni diziler edinmem lazım. çünkü böyle dizilerin yeni bölümlerini beklemekle hayat mı geçer? "dollhouse" izledim hunharca.. o da iki sezoncukmuş, bitiverdi hemen.. güzel diziydi ama.. "numbers" izledim bayaa bi, o da 5 sezondu.. aslında daha sezonu var ama çevrilmemiş. o kadar matematik terimli dizi de, orjinal izlenmez.. şahsen benim ingilizce seviyem yetmez yane :))

neyse işte, bak yine bi dünya şey yazdım.. aslında yazmaya üşenmese insan, bi dünya şey bulur yine de..
benim şimdi biraz ödev fln okumam lazım efendim.. bence siz de şu bahsettiğim dizilerden izlemedikleriniz varsa, başlayın bi tanesine.. ;)
hadi bakalım..
1.04.2012

Annem..

şu hayatta en çok annelerimiz karşısında çaresiziz...

ne acılarına yüreğimiz dayanır, ne hatalarını söylemeye dilimiz yanaşır..
tek bir gözyaşına dünyayı yakabileceğimiz tek insandır belki..
onu ağlatan birine beslediğimiz öfke ve nefret bizi şaşırtır..

insan annesine hata yaptığını nasıl söyler ki?
söylemezsen şayet, devam edilen hatanın doğuracağı sonuçlar?
söylersen; kırılan kalbi?
bir de ağlarsa karşında?
onun gözünden tek damla yaş akıtana ettiğin beddualar dönüp dolaşıp seni bulmaz mı?

durduğun yerde erir gidersin böyle işte..
kendini  yer durursun...
sussan, vicdan azabı..
konuştun da, ölümden beter..

bir gıdım akla ihtiyacım var şu anda..
ne yapmalıyım, üstelik bin kilometre mesafeden, elimden ne gelir?

annem hasta..
akciğer kanseri, hem de son evre..
kemoterapiye iyi yanıt veriyor, iyileşme şansı yok ama uzun ve kaliteli bir hayat şansı var..

sigara içmeye devam ediyor!
içmiyorum diyerek, herkese yalanlar söyleyerek..
gizli saklı gidip sigara alarak, pencerelerden sarkarak sigara içiyor..
leş gibi sigara kokarak içeri girdiğindeyse, içmedim diyor..

tükeniyoruz! parça parça eziliyor içimiz..
tüm o kemoterapi seansları.. sonrasında yataktan kalkamadığı acı dolu günler..
ağzına tek lokma koyamadığı, mide bulantısından uyuyamadığı geceler..
hepsi boşa gidiyor..
çünkü sigara, kemoterapinin etkisini yok ediyor..

anlatıyoruz, uzun uzun anlatıyoruz..
karşımızda çocuk gibi ağlıyor..
sadece susuyor..

biz de sadece susuyoruz..
biz sustukça, o sigara içmeye devam ediyor..
biz konuşunca çocuk gibi ağlıyor..

bu ne menem bi kısır döngüdür!
bir çıkar yolu, bir çaresi yok mudur?

annemizi kaybetmek demek, içimizden bir parçanın ölmesi demek..
bu düşünceye bizi yaklaştıran her eylem, içimizi kavuruyor!

insan çok sevdiği birinin iyiliği için, ona acı çektirmeyi göze alır mı?
almalı mı?

insan annesini ağlatmayı göze almalı mı?
olurum bazen ben böyle, sebepli sebepsiz..
her günkü gibiyken herşeyler..
her gün yaptıklarımı yapar dururken..
havam kararır, yağmur tıpırdar içimin damlarına..
içimin derinliklerine alkol sızdırmam gerekir..

böle zamanlarda; konuşmadan içebileceğim, anlatmadan durabileceğim, ıslak ıslak oturabileceğim yerler lazım gelir..
kendimi kapında bulurum...
paspasın bile yeter aslında, yüzsüzlük eder kapını çalarım..
masraflı da değilimdir, nevalemi yanımda taşırım..
hazırlıklıyımdır vesselam..
insan önce kendini bilmeli..

ben bir kanepenin ucunda, en az yeri kaplamaya gayret ederken, karşımda otur isterim..
içkime meze, hayatıma fon müziği ol diye..
konuşma lütfen.. lütfet sessizliğini diye yüzüne bakarım..
beni zaten tanırsın sen..

gözümden bazen yaş süzülür, silme diye beklerim..
gözümden akan yaşlar göğsümü ıslatmazsa rahatlayamam; bilirsin..
ne bir peçete uzat, ne de ağladığımı farket isterim..
sen bi otur önce, gerisini ben hallederim..

içince rezalet de çıkarmam, huyumdur..
sakince sızar kalırım, azıcık yer kapladığım kanepenin ucunda..
kaldırma, gözünü seveyim..
rahatlık değil derdim..
kaldırsan da muhtemelen kusarım, kendine iş çıkarma..

uyanınca giderim ben, bilirsin beni..
bırak içeyim, otur izleyeyim, sus dinleyeyim..
nasılsa geçer, tecrübeyle sabit..
evini değiştirme yeter..
orda kal...

bir sonraki gelişime kadar burda olduğunu bileyim.. zaten normalken çıkmam karşına..
arada beni idare ediver böyle; olmaz mı?



 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!