26.06.2011

kjgljkbj

ben olumlu, yapıcı olmaya gayret ettikçe; herşey daha da üstüme geliyo sanki..
o fütursuz halimi özledim..
22.06.2011

DiZi MaNYaAa



izlediğim son süpersonik dizi de bitince, yerli dizilere sarmak durumunda kaldım. çoh yakın bi arkadaşımın gazına gelince de; lale devri isimli diziyi izlemeye başladım. ama tabi yabancı dizilerin bi bölümü 40 dk, yerlilerinki ise 1,5 saat olduğundan; alışkanlıklarımdan vazgeçmek ve bi günde max 2 bölüm izlemek durumunda kaldım. gerçi bugün evdeyim ve şimdiden 2 bölüm izledim. sırada 3. sü var. ama öte yandan yurdum polisini eğitmek için hazırlamam gereken bi eğitim sunumu da var. offf of...



o diil de, bu başroldeki kızcağız; ki kendisi mustafa sandal'ın karısı, mirsad türkcan'ın kardeşi olur; ne kadar yeteneksizdir arkadaş. içime fenalıklar geliyo izlerken. bi de sanırım seslendirmişler kızı. senkron tutmuyo bazı yerlerde. senaryonun da ibneliği öte taraftan. öle insan mı olur! "çok kırıldım, şimdi intihar edicem" diyip, eve gelen güvenlik görevlilerini duymuyo fln. algıları zayıf onun, beynine kan gitmiyo bence :))



eskiden ben bu kızcağızı güsel de bulurdum üstelik. mustafa sandal'a bi kaç gömlek büyük olduğunu düşünürdüm. ama şimdi hiç de öle gelmiyo. çok selebriti bi insan değil esasında öle çok fun şeysi fln yoktur ama benim kendisine olan beğenimi bu dizideki muhteşem yeteneksizlik gösterisi ile kaybetmiş bulunmakta. artık buna da kırılıp intiharın eşiğine gelmese bari :))



neyse efem, burası çeok sıcak.. parmaklarımı klavyede gezdirirken bile terliyorum. o yüzden fazla uzatamıcam. bi bölüm daha izleyip, sunumumu hazırlıcam sanırım. o diil, polislerden de pek hazetmem haa.. siz benim köpeğim havladı diye evime gelen polisler misiniz diye hesap sorcam kendilerinden :) ihi hihi :)))




STARSAILOR - FOUR TO THE FLOOR huntylch


Böle bişi olur mu!
9.06.2011

ZoR DuRuMDaYıM

amaaaannnn, ne kadar sıkıcı!
okula gelip hiçbişi yapmadan oturmak ne kadar yorucu; fikriniz var mı?
üstelik kantin fln da açık değil. sabah dokuz buçukta yaptığım kahvaltı ile duruyorum ve midem sırtıma yapışmış vaziyette :(
üstelik uykusuzum da... sabaha karşı 5 te yattım, 9 da kalktım. ki beni bilen bilir, 10 saat uyumadan kendime gelemem ben.
fringe adındaki diziye sardım da üzerinize afiyet.. sabahlara kadar onu izliyorum.
şimdi özet geçeyim; bak bi, ne zor durumdayım..
*çok açım ve yemek alabileceğim hiç bi yer yok.
*uykusuzum çok..
*eve gitmeme daha en az 1,5 saat var.
*evde de hazır yemek yok zaten.
*üstelik bi de burası lanet bi sıcak.
*eve de yürümek zorundayım. (takriben 15-20 dk)

haydi şimdi toplanalım ve bana acıyalım.
7.06.2011

BoŞ

okul bitti...
bu saatten sonra, yapacak işimiz kalmadı.
sınavları okuduk, sisteme girdik.
öğrencileri de gönderdik.
şimdi artık boş oturma zamanı :))
kitap getirdim bugün yanımda. klimalı odamda, sessiz sakin okuyacak ve mesaimin dolmasını bekleyeceğim :))
true blood dizisinin ilk kitabı olan "gündüz ölüsü" nü okuyorum şu ara.
izlemeyenler için, vampirli bi dizi işte.
aşk konulu değil ama içinde aşk da var. biraz hard sahneler de içeriyor. uyarayım.
neyse, diziyi sevdiğimden mütevellit, kitabını da edineyim dedim. lakin kitap, dizi kadar sarmadı beni. belki de aklıma kazındığı için tüm sahneler, kafamda canlandırma sorunu yaşadığımdan bilemiyorum.
bir kitap okurken, tüm karakterleri kafamda canlandırırım ben. tip olarak yane. sonrasında kafamdakine uymayan birilerini görürsem de hayal kırıklığına uğrarım.
o yüzden düsturum vardı benim aslında. okuduğum kitabın filmini izlemem diye. tabi bunu tersine çevirmek de mümkün. izlediğim filmde kafama kazınan karakterleri romanın içine adapte etmekte zorlanıyorum. hayal gücümün önüne set çekmiş oluyorum.
ama alacakaranlık serisinde böle olmamıştı. önce ilk iki filmi izledim, sonra kitapların tamamını okudum. kitapları okurken kafamda o tipler canlanmadı. hayal gücüme sınırsız oyun alanı kaldı. demek ki, onun yazarı ile bunun yazarı arasındaki fark bu :)
velhasıl kelam; bu kitap beni çok sarmış olmasa da, okuyacağım. hatta belki diğer romanları da alırım. bilmiyorum.
mühim olan, bu aralar kendime oldukça fazla zaman ayırabilecek olmam.
yaşasın!

Not: tez yazmam lazım aslında benim bu yaz. geçen sene kaldığım dersten bu sene geçtim ve artık tez dönemine ayak bastım. hazır vaktim de varken, yazmam lazım şu tezi :((


2.06.2011

KaĞıTLaRRR


çok kağıt var, çoookkk...
nasıl okunur bu kadar kağıt allaamm...
içime fenalık geliyo baktıkça bile..

insan oğlu ne nankör yahu...
eski işimden nefret kustuğum, bu işi yaptığım gün hayatın bana bayram olacağını ilan ettiğim yazılarımın mürekkebi kurumadı daha halbusi :)
hemen bu işten de şikayet edecek bişiler buldum.. ama yok, valla çok sıkıcı iş.. artık sınavlarda "ek kağıt alabilir miyim hocam?" diyen öğrenci benim can düşmanımdır.. baban mı okuyacak o kadar yazıyı, eşşeoğlueşşek :))

neyse ya, yarın mezuniyet var. keplerini atcaklar, biz de orda buluncas.. çoh duygusal anlar yaşanacak tahminimce :) ben de ilk mezunlarımı vermiş olucam. breh breh breh demek istiyorum. okudum adam oldum resmen :))

herkese şiddetle tavsiye, muhteşem bi meslek bu.. valla :))
1.06.2011

SıCaK!!





bugün burası çok sıcak!
odada klima var ve güneş almıyor diye, nispeten rahat oturuluyo ama eve kadar yürüme düşüncesi beni benden alıyo..
üstelik daha yaz gelmiş de değil...
korkuyorum anlıyor musun!
 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!