30.04.2014

İsTaNBuL

Yeniden istanbul yollarındayım..

Aslında bu ziyaretimin amacı, 2 Mayıs'taki Rachid Taha konseriydi.. Konserin biletlerine sahip olunca, sevinçten çıldırmıştım..
Ancak biletleri aldığımız günden sonra öyle şeyler oldu ki, istanbul seyahatimin amacı bambaşka bir şeye dönüştü..

Hiçbir şey konuşmamaya ve olanları yeniden yaşamamaya kararlıyım..

Bu akşam istanbulda olacağım ve pazar gecesi döneceğim..

Bakalım bu defa, beni orada neler bekliyor olacak?
24.04.2014

CaM..

"Çift katlı bir cam" ız biz seninle..
Bir araya geldiğimizde güçlüyüz, sıcaktan da soğuktan da koruruz...
Gürültüden, kirlilikten..

Ancak bir taş atıldığında dışarıdan..
Sana zarar geldiğinde, sen kırıldığında...
Benim de görüşüm bozulur...
Ne dışarıyı görebilirim, ne doğru düzgün yapabilirim işimi...

Sen kendini; sadece kendin için değil, benim için de korumalısın aslında...
23.04.2014

GeReK...

Bana istediğinizi söyleyebilirsiniz...
Hayatın da, o çok sevdiğim adamın da; düşündüğüm gibi olmadığını anlatabilirsiniz uzun uzun...
Hiç terbiyesizlik etmem, sonuna kadar dinlerim..
Lakin beni inandıramazsınız...

Çünkü ben onu gördüm...
Ben onunla geceyi sabaha bağladım...
Onunla sabaha bağlanan bir gecenin, sıradan bir ölümlü için koca bir ömür ettiğine şahidim...

Bu sebepten; ne hayat ne de onun hakkında söyleyeceğiniz hiç bir şey, benim için gerçekçi olmayacak...
Ha yine de konuşmak isterseniz; sözünüzü dahi kesmem, dinlerim...

Çünkü; geceyi onunla sabaha bağlamış, yarı kutsal biri olmak bunu gerektirir...
20.04.2014

BiLgiLeNDiRmE

İnsanların; belli bir yaş(anmışlık)tan sonra alınmalı ellerinden;

Araç kullanma ehliyetleri,
Cezai ehliyetleri,
Edebi kelam ehliyetleri....

İşte bazen olmuyor...
ve ben çok hayal kırıklığına uğruyorum...

"Ne söylesem severler" değil!
"Ne söylersem severler?" olacak doğrusu...

Bilginize....

18.04.2014

fyza

aslında çok da bir şey değildi istediğim..
hücrelerimize kadar birlikte "ayrı" duralım istemiştim..
tüm ayrıklığına, tüm karşıtlığına duyduğum aşkın farkına var diye...
Dünyayı karşıma almışken ben; seni karşıma almak, sana iltifattı...
farket istemiştim...

koyulacak onca tavır, isyan edecek onca şey varken; beni sana isyan etmek zorunda bıraktın!

dinlediğim her şarkıdan sana fal tutmak, dinlediğim her isyankar melodiden sana pay biçmek..

oysa annemin benimle ilgili ciddi beklentileri vardı..
kardeşimin hakkı, aslan payı..
sen ne yaptın?

uysal geldin bana...
tüm o direnen yerlerimin üstünü kaparcasına...
tüm yaralarımı, tendürdiyota boğarcasına...
yıllardır gün yüzü görmeyi unutmuş ruhumu, evinden yurdundan edercesine...

uysallaştırdın beni....
ben aşka talimli değildim...

şimdi ancak, dışımızda kalanlara isyan edebilir, başkalarının acılarına ağlayabilir oldum...

sen beni mutlu mu ettin, mutsuz mu; bilemez oldum...

reddemeyeceğim tek şey, varlığın; bundan gayrı...
Şükürümsüm bir yerde, bazı yerde bedduam..
sen beni, benden aldın; bambaşka bir kadın yaptın...

bu saatten sonra, dışımda kalan hayata lanet edecek; içimde kalanı kutsal eyleyecek kadar anarşistim..
bilmem ki, böyle de sever misin?


Yüzüne tükürür gibi...
İsteyip de söyleyemediğim her şeyi, bir anda söyleyiverir gibi...
Sadece bir anlığına bulmuşum gibi seni...
Şimdiye kadar ettiğim her kelamı, yok sayar gibi..
Şimdiye kadar beslediğim her duyguyu temize çeker gibi..

İnanmazsın ama...
Seni unutur gibi...
17.04.2014

Nefret!

Bunca daralmışlık, sıkışmışlıktan kurtulmak için...
Kafam yarı güzel, hafif sallanarak; rastgele bir barın kapısından içeri girsem
Hoşgeldin hocam
diyecekleri bir yerde yaşıyorum!

içemiyorum, dağıtamıyorum, dağılamıyorum!
nefret ediyorum!
14.04.2014

CaN.....

İnsanın "can" ı çok uzaktaysa...
İhtiyacı olduğunu bildiği halde, burdan oraya bir anda gidemiyorsa!
Oturur, hırsından ağlar!

Benim bu hayatta bir tane canım var, kardeşim!
Kalbimin ritmi de, nefesimin yeteri de ona bağlı...
Bugün bana ihtiyacı olduğunu öğrendim ve bu lanet olası yer üstüme gelmeye başladı!
Gidebilmem lazımdı!

Benim bu gece burdan çıkıp, sabah kapısında olmam lazımdı onun!
Yapamıyorum!
Ve tüm sorumlulukların, uzaklıkların, imkansızlıkların ağzına sıçmak istiyorum!

İlk meslek hayalim, askeri pilot olmaktı...
Sonra kurpiyer olmaya taktım ..
Bir ara profesyonel boksör olmayı istedim...
Sonra psikiyatrist olmayı hedefledim..
Peşine ralli pilotu olmak cazip geldi... (Co-pilot'a da razıydım)
Ardından menajerlik işi düştü aklıma, hani şu konserler için şehir şehir gezenlerden..
En son yazar/şair olmayı gözüme kestirdim...
Ama beş yılımı otelde cost control olarak geçirmemin ardından, şu an üniversitede hocayım ve kim ne derse desin; bir başarısızlık abidesiyim!
İnsan kendine bu kadar ihanet eder, kendinden bu kadar uzağa düşer mi arkadaş :D

Not: Belki biraz daha tutarlı olabilseydim.. Ya da en azından kurduğum hayaller birbirine yakın olsaydı..
12.04.2014

-Cesine...

Tüm coğrafi şekilleri derdest edercesine...
Dağları düm düz, denizleri kupkuru edercesine...
Sen oradasın ya; ne olursa olsun, kalkıp yanına gelircesine..
İşte öyle delicesine...

"Bende değişen bir şey yok" dercesine...
Durduk yere bir kaza olsa sokağımda, balkona bile çıkmam..
Durduk yere çalsan zilimi, kapıyı bile açmam...
O derece alıştım; imkansızlıklara..
Hiç bir şey beni şaşırtamaz...

Ters psikoloji yapmayı, sizden öğrenecek değiliz...

10.04.2014

BiLSeYDiM..

Ohooo, ne cümleler yazardım ben sana, böyle olacağını bilseydim..
Aşk ile meşki bir araya getirmeyi becermiş herkesi şair sanacağını tahmin edebilseydim..
Dudağına ruj sürmeyi becermiş, çantasına rimel atmayı akıl etmiş;
Nice kadından aşağı tuttun beni..
Onlara gittin, bana gelmedin..
Seveceğini bilseydim, nice rujlarla kirpiklerimi boyar, yine sevdirirdim kendimi..
9.04.2014

Bu ARaLaR...

O pütürlü, o tahrişe müsait taşları derime sürtüp duruyorum...
Arınmak, hafiflemek, temizlenmek için...
Elbet senin de seveceğin bir biçimim vardır..
Fazlalıkları atarsam, geriye şaheser kalır diye..
Kan kaybından ölene kadar, kazıyorum!
Benim olmadığım, paralel bir evren; senin yaşam alanın..
Peki ya...

Kaç renk var gökkuşağında, kaç gündür bir hafta?
Kaç ay var bir yılda, kaç hafta ya da?
Deniz mavi mi mesela, şimşek çakar mı?
Polenlere alerjisi olur mu insanların?
İntihar edilir mi sizin oralarda?

Orada olmayı seçtiğine, orada kalmayı sevdiğine göre...
Orayı buradan daha güzel yapan ne varsa anlat...
Anlat ki, hak vereyim kalmayı seçmene...

Artık sana kızmak istemiyorum be!
Sana kızgın olmaktan yoruldum..
Kızarken kullandığım tüm kaslarım tek tek sızlıyor...

Beni ikna et, yalvarırım..
Nesi güzel oranın, buradan daha?
Vizyonsuzum, kıymetlim...
mesela ile başlayayım, olasılık içermesin;
çünkü ile başlayayım, cevap ihtiva etmesin...
asla diye başlayayım, kesinlik içermesin...
kavramlarını tepetaklak edeyim, sorumluluk içermesin...
ne dersin?
8.04.2014

ÇüNKü...

"Çünkü" ile başlayan cümleler kurmak istiyorum.. Başında sorusu olmayan çünküler savurmak istiyorum etrafa.. Ne kadar anlamlı olduğu umurumda olmadan...
Çünkü bu akşam içimde beliren sebepsiz neşenin altında yatan bir saçma durum vardır elbet.. Ve ben, beni neyin beklediğini bilmediğimde, çünküler yazmak istiyorum... Biri bana hesap soracak ve hazırlanmalıyım gibi sanki... Soruyu sorduğu anda, dilimin ucunda hazır tuttuğum çünküyü yapıştırmalıyım... Ben asla çünküsüz kalmamalıyım.. Çünkü asla ve asla, hesabını veremeyeceğim bir şey yapmamalıyım...

Bana çünküler üretir misin?
Sonsuz ve ilahi suskunluğunuz var ya..
Hani benim bitmek bilmeyen kelimelerimle iştirak ettiğim...
İşte o suskunluğunuzla siz, muhteşem bir şey yarattınız...
Şiir yaptınız bizi, şarkı yaptınız...

Karanlığın ardına sakladığınız güzelim yüzünüzden aldığım ilhamla; yazdım, çok yazdım..
Siz beni beslediniz, ben bizi yazdım...

Sizden gelen her şey, kutsaldır; bilirim...
Şimdi iki de kelam etseniz...
Ben o kelamlarla, müritlerinize kitap bile yaparım...

5.04.2014

Kâfî

Kalbinden çıkan hiç bir şey saf değil, ağzından çıkan her kelime yalan senin...
Kirlenmiş, çirkinleşmiş, ucuzlaşmışsın..
Dokunulmuş, buruşmuş, eskimişsin...

Senden gelen hiç bir şeye güvenmiyorum bu yüzden!
Aşkına da, sevgine de..
Acına da, göz yaşına da...

Biraz daha güzel kafiye yapabilmek, biraz daha hayran toplayabilmek için; söyleyemeyeceğin şey yok..

O yüzden hiç boşuna uğraşma...

Gittiğine de, bittiğine de inanmıyorum!


Gelirken taze ekmek al, kâfî....

Neyi seviyorum biliyor musun?
Saçının her seferinde kaşına düşmesini,
Ve senin huylanıp, elinle saçını geri itmeni...
O saçın yine kaşına düşmesini bir süre sonra..

Bu bitmek bilmeyen döngüyü seviyorum

Dondurma yemeni seviyorum...
Tadının ağır gelmesini ve mutlaka bir bardak su içmeni peşine...
Suyun ağzından sildiği dondurma tadına isyan etmeni..
Bir dondurma daha yemek istemeni...

Bu döngüyü de seviyorum...

Acıkmanı, doymanı; peşine yine acıkmanı...
Uyumanı, uyanmanı; peşine yine uyumanı...
Giyinmeni, soyunmanı; peşine yine giyinmeni...

Aynı şeyleri tekrarlayıp durmanı seviyorum!
Seni insan yapıyor..
İnsani zaafların olduğunu hatırlatıyor..
Ulaşılır olduğunu...
İncinebilir olduğunu...
Ölümlü olduğunu...

Gittin ama dönebilir olduğunu.....................
3.04.2014

Kral Çıplak!

Tüm şiirlerimi; sadece senin görebileceğin, sihirli bir mürekkeple yazıyorum...

Kafiyeleri falan, kalemimi doldurup doldurup koyuyorum hizaya...
İp gibi diziyorum şerefsizleri sıraya...
Arada çekilip karşıdan bakıyorum, şaheser!

Bittiğine ikna olana kadar uyumuyorum..
Yemiyorum, içmiyorum...
Sana yakışan kusursuzluğu elde edene kadar yırtıp yırtıp atıyorum...

Bitap düşene, biçare kalana kadar yazıyorum...

Sonra burdan bırakıyorum...
Sen ordan alasın diye...

Dönüyor, bakıyorsun..
Diyorsun ki, bu ne böyle?
Resmen kral çıplak!


1.04.2014

RiCa...

Senden gelecek tek bir mesaj; beni aritmiden mütevellit mefta, seni ise bir failin meçhulü yapabilir.. Rica etsem, beni biraz öldürür müsün?
 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!