Umay'ın müziği; yapıldığı zamanlarda, o zamana ait bir büyü içerisinde bileklerinizi keskin bir jilet gibi kesen; aslında ne zamandır aklınızda olduğunu farkettiğiniz fakat nedense bir türlü çıkaramadığınız onca isyan cümlesini duyuverdiğiniz, elektronik bir başkaldırıştı... Fakat maalesef ki, zamana dirençli değildi.. Umay'ın her şarkısının bir son kullanma tarihi vardı ve o tarihten sonra dinlendiğinde, aynı tadı bırakmıyordu ağızda... Yıllar sonra Umay dinlemek, artık hiç de keskin olmayan bir bıçakla intihar etmeye benziyordu... Tatsız ve manasız ancak garip şekilde can yakan bir eylem...

Bunun Umay da farkında bence... Yeni bir şeyler söylemek için, bu kadar beklemesi bundan... Yoksa O da yapabilirdi, sağdan soldan şarkılar alıp söylemeyi.. Yapmadı.. O büyüyü yakalamayı bekledi...

İşte düne kadar heyecanla bu albümün ilk şarkısını bekleyen gençler, Umay'ın son kullanma tarihi geçmiş şarkılarını, belki de sadece fikri olsun diye dinlemiş ve tabiri caiz ise bi bok anlamamış bir kitleydi...

Bu gün bu şarkıyla karşılaştıklarında şaşırdılar, çünkü umdukları bu değildi.. Onlar Umay'ı sevecek kadar büyük olmadıklarından, Cem için beklemişlerdi.. Oysa Cem, Umay'ın büyüsüne yıllar önce kapılmış bir müzisyen... Onunla yapacağı bir albümün, onun tarzında olacağı aşikardı...

Cem bu defa, kendi kitlesine de başkaldırdı... Onların istediğini değil, kendi istediğini yapmak uğruna; kitlesini karşısına almayı ya da daha yumuşak bir söylemle onlara "zamanla alışacakları" bir albüm yapmayı göze aldı...

Ben; şahsım adına, bu albümün bir Cem Adrian albümü olacağını hiç düşünmemiştim zaten... Her ne kadar 7 şarkının tamamının söz, müzik ve aranjeleri Cem'e ait olsa da, ortaya bir Umay Umay albümü çıkacağını biliyordum...
Kendisi için yazsa; bu kadar derin kullanmaya, metafor  yüklemeye cesaret edemeyecek olan Cem'in, söz konusu Umay olunca kendini zorlayacağını ve elbette ki aşacağını biliyordum... Amacının bir düet albümü yapmak değil, Umay'a albüm yapmak olduğunu da biliyordum... Bu albümde karşımıza çıkacak olan şeyin bir düetler serisi değil, ana kadın vokal ve çok güçlü arka vokaller olacağını da...

Diğer şarkıları dinlemedim lakin ilk şarkı olan "anlat onlara" tüm bu düşüncelerimi doğrular nitelikte...

Elektronik altyapı ve karanlık ruhla süslenmiş yırtık Umay sesi; Cem'in kendisi için hazırladığı şarkılarda hayat bulacak... Hayat bulacak demek bile doğru değil aslında... Bu şarkılarda yok olacak belki.. Albümün geri kalan 6 şarkısından, çok daha güçlü vaadler bekliyorum.. Çünkü ben Umay'ı yaklaşık 18 belki 20 senedir tanıyorum ve benim tanıdığım Umay, canı gibi sevse bile (ki böyle bir sevginin varolup olmadığını bilmiyorum) sadece Cem'i mutlu etmek için yıllardır tutmakta olduğu orucunu bozmaz..

Karanlık ve hiç de Cem'e benzemeyen bir albüm için hazır olunmasını öneririm.. Tabi ki bu önerim, sadık Cem Adrian hayranları için değil.. Bence onlar, kursaklarına sıkışıp kalmış heveslerini, Cem'in 2014 yılı içine vaad ettiği bir yeni albüm ve "seçkiler 2" derlemesine saklasınlar...

Biz burda iyiyiz... Umay, karanlık ruhu, yırtık sesi, derin metaforları, ben ve Cem :)


2 yorum:

insanyavrusu dedi ki...

Mor dudaklı kadın değil mi bu? Ya çok severdim bunu bennn 90larda. Şimdilerde pek ortada yok ama şarkılarını pek bi severek dinliyorum.Aşık gibi bişeydim ona 90larda en çılgınımız oydu bizim ordan biliyorum bi de :D

PoLLy dedi ki...

evet, aynen de o :)
ona aşık olmayan yok gibiydi zaten, yalnız değilsin...
koca bir neslin, hayata bakışını değiştirdi Umay :)

 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!