Mezuniyet günü! 14. kez mezuniyete katılıyorum, 14. kez öğrenci mezun ediyorum. O kadar eskimeyen bir his ki.. O çocukların her birinin ruhuna dokundum 2 yıl boyunca. Gözümün önünde büyüdüler.. Bazıları büyük işler yapacak, bazıları olduğu yerde kalacak. Ama ben biliyorum ki, hiçbirisi burayı unutmayacak. Kendi okul hatıralarımı nasıl unutmadıysam ben; nasıl hala aklımdaysa hocalar ve dersler; onlar da hatırlayacak yıllar geçse de.. O anıların parçası olmak, insanların üzerinde böyle izler bırakabilmek, paha biçilemez gerçekten.. Yıllardır gurur duyuyorum ve bu hiç azalmıyor... Her özel günde olduğu gibi, bugün de normal dışı bir durum var. Sabah korkunç bir sıcak vardı. Şimdi ise deli bir rüzgar. Üstelik meteoroloji sağanak yağış uyarısı yaptı! Ne yaşanırsa yaşansın, giyinecek ve süsleneceğiz. O diplomaları gururla verecek, mezun olan çocuklarla halaylar çekeceğiz. İnsanın hayatında çok fazla yaşanan anlar değil bunlar. Hiçbir şeyin moralimizi bozmasına izin vermeyeceğiz! İnsan, durduğu yerde mutluluğun kendisine gelmesini beklememeli ya. Durumdan mutluluk çıkarmayı öğrenmeli.. Bugün çok mutlu olalım, bugünü diğerlerinden güzel yapalım... Yüklensin yeni anılar, haydi bakalım...
27.05.2024

Büyüyoruz, hala..

Bugün doğum günüm. bugün bir yaş daha büyüdüm/yaşlandım. insan elbet istiyor, havai fişekler patlatılsın. kutlamalar yurt sathına dağılsın. bir şeyler beklediğin gibi olmadığında, küsmek ve üzülmek seçenek elbette ama beklentini bildiği halde onu gerçekleştirmeyen biri, küsmenden ya da üzülmenden etkilenir mi? çok üzgündüm yaklaşık 2 saat önce. ruhumda bir yerler incinmişti. ama sonra durdum ve dedim ki, kendi mutluluğunu gerçekten bırakacak mısın "bunun" eline? açtım şarabımı, oturdum bir başıma masaya. içiyorum, düşünüyorum ve hayal kuruyorum. kendi değerini, değer nedir bilmeyen insanların eline bırakmaktan vazgeç. kendi değerini kendin belirle. yeni yaşım sadece bana gelecek. ben büyüyeceğim, ben yaşayacağım. o zaman kutlama şerefi de şahsıma ait.iyi ki doğdum, iyi ki varım. neler neler yaşadım, nerelerden nerelere geldim. görüyor, fark ediyor ve gurur duyuyorum. daha da güzellerini yapmak üzere, kendime bir gecelik ara veriyorum. yarın yeni yaşımın ilk günü olacak. mutlu, sağlıklı, huzurlu yıllar bana... sadece bana!
23.05.2024

Reçete

İçimde, içimi yiyen bir şeyler var.. Adını koyamıyorum; nedir desen, bilmiyorum.. Ama sürekli gözümü telefona kaydıran, dikkatimi darmadağınık tutan bir şey.. Bir haber beklemezken insan, neden sürekli telefona kayar gözü? Neden bir türlü kafasını toplayamaz? Neden içindekinin adını koyamaz? Hep duygusal kadındım ben. Hep, her şeyden çabucak etkilenirdim ama bu seferki benimle ilgili değil.. Benden dışarda, müdahil olamadığım; sadece izlemek ve beklemekle lanetlendiğim bir durum.. Neyi beklediğimi bile bilmeden, beklediğim.. Bir süredir eski yazıları okuyordum burda. Ne güzel yazmışım, ne güzel içimdekini dökmüşüm diye geçiyordu aklımdan. Ve bak işte; yine en iyi bildiğim şeye dönüyorum. Yazmaya, yazarak anlatmaya.. Telefona alınan küçük notlar, yeni alınan bir defterin sadece ilk sayfasına karalanan anlıklar.. Hiç biri buraya yazmak gibi doyurmuyordu. Ha şimdi rahatlatır mı aynı şekilde, hiç bilmiyorum. Ama şu an, parmaklarım ezbere dolaşırken klavyede, kendimi çocukluğumun geçtiği terkedilmiş eski evin odalarında geziyor gibi hissediyorum. Gözüm kapalı yürürmüşüm, hiç de tökezlemezmişim gibi.. Yol tanıdık, adımlar aşina.. Ama üstünden o kadar çok yıl geçmiş ki.. Ev eskimiş, ben değişmiş.. Hadi yumuşatmayalım, yaşlanmış... Belki de benim iyileşme yolum da budur.. Belki ben paylaşmadan iyileşemeyenlerdenimdir. Neden paylaşmayı bıraktığım ise muamma.. hayat neler getiriyor, nicelerini götürüyor. Bazınsında elinden bir şey gelmiyor, bazısını sen salıyorsun rüzgara. Ama insan kendi ilacından bu kadar kolay vazgeçer mi? İlaç mı gerçi? Bunu da zaman gösterecek. Bunca yıl sonra burayı kimsenin okumayacağını umut ediyorum. Çünkü derdim kimseye bir şey anlatmak değil. Ben kendimle konuşmanın yolunu arıyorum...
 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!