27.07.2013

BaNK

Geçen parkta oturmuşum, hava da nasıl sıcak.. Büfenin birinden de almışım yarım litrelik bi su.. Açtım suyu, diktim kafaya... Lan yarım litre su alt tarafı, nefes almadan içmişim tamamını.. Kafayı indirmemle, yanıma kızın birinin oturduğunu görmem bir oldu.
"Ne güzel içtin suyu" dedi.
"Güzel içerim" dedim.
Kıkırdadı..
Kıkırdanacak ne vardı? Amacı muhabbet kurmak mıydı? Öğlenin sıcağında, yol kenarında bir parkta; oturmuş su içen hırpani kılıklı herifin biriyle, bir kız neden muhabbet kurmak istesindi?
Baştan aşağı süzdüm kızı, şüpheci bi tavırla.. Misyoner falan olabilirdi.. Son zamanlarda bu civarda sık gezinir olmuşlardı. Ama o tiplere de pek benzzemiyordu aslında. Daha çok üniversiteli bi tipi vardı.. Hani elinde T cetveli görsen, yadırgamazsın..
Oluşan sessizlik rahatsız etmiş olmalı ki, hafifçe kıpırdanıp bi soru daha sordu bana.
"Herşeyi böyle güzel mi içersin?"
Haydaa..
"Herşeyi böyle güzel içerim" dedim, ne diyim.. "Çok susamışım da ondan öyle oldu, yoksa ben de efendi gibi nefes alarak içerim" falan gibi bir açıklama yapmak istemedim, T cetvelsiz gezen mühendis adayına..
"O zaman şurdan iki bira alayım, bi de onu güzel iç" demez mi?
Şaştım kaldım.. Tamam beleş bira baldan tatlı da, niyetin ne senin güzel ablam?
"Al bakalım, bi deneyelim" dedim..
Usulca kalktı, köşeyi dönüp uzaklaştı.. Ardından baktım kaldım.. Büfe, oturduğum yerden görünmüyordu ve ben gerçekten bira alıp geleceğine pek de inanmamıştım doğrusu..
Ama az sonra, beni utandırırcasına, elindeki siyah poşeti sallaya sallaya geldi. Eski tanışmışız gibi yanıma sakince oturdu. Poşetin içinden bi şişe tombul efes çıkardı, bana uzattı..
"Buyur"
Çok da kibardı.. Hakkaten işkillenmiştim.. Birayı aldım elinden; soğuk, güzeldi.. Cebimden çakmağımı çıkarıp açtım kapağı. Gayet de normal görünüyordu bira. İçmeden önce de nezaketen sordum ama,
"sen içmeyecek misin?"
Kendi şişesini de bana uzattı..
"Açarsan, içerim"
Onun şişesini de açtım çakmağımla.. Şişeyi elimden aldı ve bana doğru uzatarak "afiyet olsun" dedi.
Elimdeki şişenin kıçını, olun elindeki şişeye hafifçe vurdum ve kafaya diktim..
Nasıl iyi geldi meret, o sıcakta.. Su kadar hızlı olmasa da, onu da tek nefeste içtim.. Kafamı indirdiğimde, bana bakıyordu. Şaşkın değildi, hayran da değildi. Kendi birasından ufak bi yudum almıştı sadece..
"Gerçekten susamış olmalısın" dedi. Hafifçe güldüm.. Gerginliğim azalmaya başlamıştı.
"Bi tane daha?" dedi..
"Olur" dedim. İyice yüzsüzlüğe vurmuştum..
"Ama sarhoş falan olmazsın di mi, malum hava sıcak.. Çarpmasın?" dedi.
"Ayıbettin" der gibi güldüm ve boş şişeyi ayaklarımın dibine koydum.
Kalktı, boş şişeyi elindeki poşete koydu ve tekrar köşeyi dönüp görünmez oldu. Kendi şişesini de bankta bırakmıştı. Bu kez, döneceğinden emindim üstelik..
Az sonra elinde yeni bir poşetle göründü yine. Minicik adımları vardı ve hiç de acelesi yoktu. Yanıma oturdu yine. Şişeyi poşetten çıkarıp bana uzattı ve banka bırakmış olduğu şişesini eline aldı. Gözü yine üzerimdeydi.
"Bu sefer öyle hızlı içmeyeceğim ama" dedim. Zira midem şişmeye başlamıştı ve az sonra işmem gerekecekti. Kızın önünde parka işeyemeyeceğime göre, tuvalet aramam gerekecekti ama nedense bu banktan ayrılmaya da pek niyetim yoktu.
"Keyfine bak" dedi ve kendi birasından bir yudum daha aldı.
Elimdeki ikinci birayı açtım ve onun gibi sakin sakin içmeye başladım.
İçimden bir ses kızla konuşmamı sölüyordu. Bu kadar park içinde bu parkı, bu kadar bank içinde bu bankı seçmesinin nedenini sormak istiyordum. Ama cesaret de edemiyordum.
Bi süre hiç konuşmadan karşıya baktık ve biralarımızı içtik.
"Benim biram bitti" dedi bi süre sonra. Demek çok da küçük yudumlarla içmiyordu.
"Eee?" der gibi baktım yüzüne.. Şimdi ne olacaktı? Gidip kendine bir bira daha alacak mıydı, gidecek miydi? Gitsin istemiyordum. Bu bankta tek başıma oturmaya devam etmek ya da kalkıp gitmek istemiyordum. Ha konuşmak da istemiyordum, ayrı.. Ne güzel sessiz sessiz bira içiyorduk, üstelik o ısmarlıyordu. Acaba bi bira da ben ısmarlamalı mıydım? Bunu teklif etmek, kalmasını sağlamaya çalışmak olarak anlaşılabilirdi. Aslında amacım kalmasını sağlamak olsa da, kalmasını istediğimi anlamasını istemiyordum.
Bildiğin denyoydum yani
Elindeki boş şişeyi, boş poşete koydu ve yerinden kalktı.
"Sana afiyet olsun" dedi ve bir adım attı.. Devamı da gelecekti adımların ama dayanamadım.
"Gidiyor musun?" diye soruverdim. Ağzımdan çıkıverdi desem daha doğru aslında.. Sormayı planlamamıştım.
"E gideyim artık.. Benim bünyem fazla içki kaldırmıyor, hele ki bu sıcakta. Bi bira daha içersem, sarhoş olurum şimdi. Ne gerek var" dedi. açıklama çok mantıklıydı, bişey diyemedim.
"Biralar için teşekkür ederim" dedim, sustum kaldım..
"Rica ederim, hakikaten güzel içiyorsun" dedi ve göz kırptı.. Göz kırpma hareketini gördüm mü yoksa beynim mi uydurdu bilmiyorum.. Yine yumuşak ve acelesiz adımlarla uzaklaştı..
Köşeyi döndüğünde, sanki yine tekele gitmiş gibi hissettim. Az sonra elinde dolu poşetle çıkıp gelecek gibi.. Ama gelmedi..
Hiç bişi düşünmeden biramı bitirdim.
Sonra birden kafama dank etti. Lan kızın adını bile sormamıştım!
Neden soracaktım ki, arkadaş olmak mı istiyordum?
Adını bildiğin herkes arkadaşın mı sanki?
Bi daha görmeyeceğin birinin adını bilsen ne olacak?
Belki görürüm tekrar?
Bi daha görürsen, o zaman sorarsın adını..
Hem o zaman daha da tanış olmuş oluruz di mi?
"Sen bana bira ısmarlamıştın, hem de iki tane. Gel ben de bugün sana ısmarlayayım" mı demeliyim, bi daha ki görüşmede?
Bi daha ki görüşme mi? Sanki kız sana randevu verdi..
Olsun, ben yine de yarın bi daha geleyim bu parka.. Belki o hergün geliyodur.. Hatta belki bu civarda oturuyodur..
Lan saçmalama; bu civarda otursa, bankta tanımadığı erkeklere bira ısmarlamaya çekinir bi kere..
O da doğru, kesin burdan çok uzakta oturuyodur.. E burda ne işi var o zaman?
Üniversite? Belki okulu burda bi yerde?
Olum bu mevsimde okul mu kalır, hepsi tatilde..
O da doğru.
Kim lan bu kız?
En iyisi yarın da gelip beklemek.. Gelirse, biralar benden hem.. Adını da soracağım bu defa..
Etkilendim lan kızın cesaretinden.. İn miyim cin miyim? Belki sapığın tekiyim.. Ama bakmadı, geldi bana bira ısmarladı.. Üstelik o da içti benimle.. Ne cesur hatun!

İşte o günden beri de geliyorum bu parka, her gün.. İlk başta sadece öğlenleri geliyordum, karşılaştığımız zaman diliminde. Ama sonra giderek zamanı arttırmaya başladım. Sabahtan akşama kadar burdayım artık.. Gelirse, kaçırmak istemiyorum.. Ama sanırım o, başka parkların başka banklarında; başka adamlara bira ısmarlıyor artık!

0 yorum:

 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!