pek sevindim, keza hayattaki ilk mim'im bu benim :)
hiç vakit kaybetmeden yazayım dedim...
sevgili cesetizleri mimlemiş beni...
o da kuzu ile serzeniş 'ten almış bayrağı sanırsam...
ben de yazacağım, büyük keyif ile...
en sevdiğim şair'i...
ben pek şiirle arası olan bi tip değilim aslında..
en anlam veremediğim ifade biçimi aslında...
yazmasına herkes kadar kafiye tuttururum ama, başkalarının kafiyesinden de hazetmem pek...
lakin her insan evladı gibi, benim de direnemediğim bi kaç şiir/şair var elbet...
bunlardan biri Murathan Mungan'dan geliyor;
"Yalnız Bir opera"
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
biraz daha fazla sevdiğim,
biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki.
Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki gibi başlayıp,
gün günden hayatıma yayılan,
büyüyüp kök salan ,benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin....
aslında uzun, çok uzun bir şiir bu.. ama bu kadarını yazmayı uygun buldum..
isteyenler kısa bir gugıl araştırması ile ulaşabilirler...
ve bir tane daha yazmak istiyorum...
Tayfun Polat
Önce aşık oldunuz hep.
Sonra ağır geldim, Kaldıramadınız.
Bıraktınız,
Paramparçalığımın parçalarında parmak izleriniz.
Yoruldum kendimi toplamaktan.
Ama bıkmadım.
Gittikçe daha fazla kilo takılıyor barın ucuna
Ve puzzle gittikçe zorlaşıyor ...
ve Özer Bal
nasılsa öyle yaşanacaktı
söylenecek bi bahane hep vardır
ha günün ötesi, ha bugün yalnız
seni sevmek beni harcamak olmayacaktı
sana yüklediğim anlamları senmişsin gibi düşünme, aldanırsın.
sen, o anlamlarla sadece bende varsın
ben seviyorsam, sen bahanesin.
aslında bir şiir daha vardı Tayfun Polat'tan..
şiir okumaya başlamamın sebebi diyebilirim.
ama aklıma gelmiyor, seneler olmuş, açıp da bakmayalı, ihtiyaç duymayalı, ne mutlu...
ezberimden de uçup gitmiş..
deneyeceğim yine de, sürçü lisan edersem affola
yalnızca öngörmenin gereksiz olduğu,
sadece bilinen bir olasılık var o kadar..
bir tane kadın yok..
bir kadını herşeye yetmesini bekleyecek zaman yok..
ses var, söz yok..
bir takım kadınlara kendini veriyorsun.
alabilecek bir şeyler bulduğun tüm kadınlara, alabildiğin oranda.
canın aşkın sevgilin herşeyin yok,
kadınlar var; bu kadar...
sanırım hepsi bu..
var aslında olmaz mı?
pek çetrefilli mevzu bu..
yazdıkça yazası geliyor insanın...
lakin durmalı bi yerde...
bunu da yazdıktan sonra
içimden şu zalim şüpheyi kaldır
ya sen gel, ya beni yanına aldır...
ismet özel'di yanılmıyorsam..
lütfen eser sahipleri beni bağışlasınlar...
bu hafıza ile buna da şükür...
sıra geldi, bayrağı devretmeye..
çok kişiyi zan altında bırakmayacağım.
ama bu konuya en uzak gördüklerimden isteyeceğim.
madem taahhüt ettin tanınmadan yazmayı, aç bakalım kendini bir de bu tarafa diyeceğim..
buyrun efem...
chu chu sensei
hiswaltb
mühendis-i geyik
otobus maceraları
mimlendiniz :)
merakla da beklemekteyim, by the way...
sevgiler, saygılar..
0 yorum:
Yorum Gönder