bugün yorgunum sevgili blog...
gece gece, evine gideceğine sarhoş arkadaşını toplamak için taksime gidene, arkadaşını toplamayı başaramayıp bi de bi dünya içene, sonrasında eve dönünce bi de arkadaş derdi dinleyip sabahın dördünde yatana ne denirse; işte ben oyum...
ama herşeye rağmen, içim pek hayat dolu bugün...

eskiden leman dergisinde "gönül adamı" diye bi karekter vardı, bilmem hatırlayan var mıdır?
o adamcağız, uzun pardesü giyer, mütemadiyen boğaz kıyısında dikilir, pardesüsünün eteklerini esen rüzgara karşı sallandırarak istanbulun ya da insanların durumu için iki damla yaş akıtırdı gözünden.
kendimi o adamın gözü yaşsız versiyonu gibi görüyorum işte..
pardesü eteklerini rüzgara bırakma, boğaz kenarında dikilme falan gibi eylemlere girişesim var...

ve fekat, yer dibindeki bir ofise tıkılmış; değil deniz kenarı, temiz havaya hasret kalmış vaziyetteyim...
olsun bea, elbet çıkılacak bu ofsten.
üstelik cuma bugün...
yarın sadece 4 saat çalışmakla mükellefim.. sonrasında tüm gün benim...
ister uyurum, ister deniz kenarında pardesü etekleri sallandırırım.

bi şarkı vardı ya, onu yükleyesim var.
pek anlamıorum bu işlerden ama, du denicem...
bugünün anlam ve ehemmiyetini anlatan şarkı olsun...
benim olsun :)

0 yorum:

 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!