aslında ben hep herşeyin kolayına kaçıyorum sanırsam...
ağlamak, ya da çok hüzünlenmek; zaten her gün yapabileceğim şeyler..
sevgili barış...
sen aslında yaşarken çok şey öğrettin bana ve söylediğin her şey bir bir çıktı..
ama sen aslında ölümünle öyle büyük dersler verdin ki...
daha hiç giymediğin ve "yaz gelsin de, kutusundan çıkarıp giyerim" dediğin tshirtleri, ayakkabıları toplarken hissettiğim yürek yanmasını, bugün yine senin sayende hatırladım.
o gün verdiğim "hiç bir şeyi erteleme" kararımı, bugün; tozlu bir rüyadan uyanır gibi hatırladım.
yapmak istediğim onca şey arasından, tembelliğimle hayata baktığımı bir kez daha farkettim..
venedik'e gitmek istediğimi, mersin'de yaşamak istediğimi, bu işi yapmak istemediğimi... bunları hep kafama kafama vurduğunu; ne bekliyosun sarsak, bugün değilse ne zaman dediğini duyar gibi hatırlıyorum.
senin yazın giyme fırsatın olmayan ayakkabıların gibi, benim de gitmeye fırsatım olmayan bi venedik'im olsun istemiyorum.
sen olsan, ne güsel yaşıyor olurdun şimdi.
güsel havalarda hep dışarda...
uykusuz belki, belki çokça yorgun. ama hayatın bi anını bile kaçırmadan.
bense sabahlığımı giyip, bütün akşamı tv karşısında geçiriyorum hala.
ben akıllanacağım ama sen göremedin maalesef..
sana söz be, canımın içi...
söz..
1 yorum:
:( canım ya..
Yorum Gönder