5.07.2009

SıN-aV-

izlediğim bi dünya blog var.. ama onları okudukça içime kapaklar kapanır oldu benim.. hani şu kpss olayı fln.. tamam pek çok kişi, hatta neredeyse tamamı diyelim; iş bulabilmek için giriyor bu sınava.. hatta bu sınav için hayatlarını ortaya koyanlar var.. ve çok şükür ki, benim böle bi zorunluluğum yok. ama yine de, hayatta yapmam gereken bişiler eksik kalmış hissini içimden atamıyorum. sanki yapmak zorunda olduklarım bu kadar olmamalıymış gibi.. ne yani, okulunu bitir, iş bul çalış.. bu mudur hayat allasen? peki sonra ne olacak? işten çıkıp eve gelince, evden daha gözünü açmadan çıkıp işe gidince; amacına ulaşmış mı olacaksın? amaç ne ki?
hayatımız boyunca hep sınavlarla sınandık değil mi? anadolu liseleri için, kolejler için, üniversite için, yüksek lisans için, ingilizce yeterlilik için, doktora için vs. üstelik yeterliliğinizi kapıda ispatlamak da yetmedi. düzenli olarak ispatlamak gerekti. hayatımız ya sınavlara çalışmakla ya da sınav olmakla geçti.. bir de şimdi kpss.. peki ne oluyor sınavlar bitince? ben hemen izah edeyim.. mal gibi kalakalıyorsun...
işe girip de hayatın akışına adapte olduğun anda; kaşıntı basıyor insanı.. kitaplarla, kurşun kalemlerle yaşamaya alışmış bir nesiliz biz. boş vakitlerimiz olmaz bizim, mütemadiyen test çözeriz. ama artık hiç bir şeye mecbur değilsin diyorlar.. insan kendinden umut kesilmiş gibi hissediyor.. "senin artık bize verebileceğin hiç bişi kalmadı, o yüzden seni sınamamız da lazım değil artık" denmiş gibi..
kendime ait evimin mobilyalarını seçerken, aldığım ilk üç şey neydi dersiniz? *çalışma masası *rahat bir sandalye *masa lambası
ama işte; işe yaramadılar... onlar işe yaramadıkça, ben kendimi işe yaramaz hissettim.. bi ara; ruhumda oluşan bu boşluğu doldurmak için, yüksek lisans yapmaya niyetlendim.. sonra işle aynı anda yürütemeyeceğimi acı bir tecrübe ile öğrendim.. ama vücudumdaki sınav bağımlılığını hala atamadım.. arada ingilizce öğreten sitelere girip, online seviye tespit sınavlarına katılır, bunlarla avunur oldum..
demem o ki; kendinizi sınatıyorsunuz madem, sonuçların değerlendirmesini hayat memat meselesi haline getirmeyin bari.. çünkü hakkaten; gerçek hayat denilen şu bokta, hiçbiri hiçbi işe yaramıyor.. valla bak..

3 yorum:

Godsyndrome dedi ki...

Benim bu yazıya yorum yapmam gerekiyordu,ıska geçip durdum.Şu an yorum yapıyorum güya ama ne yazıcamı bilmiyorum.Kıssadan hisse: bence gayet önemli,gözden kaçmaması gereken bir yazı eline sağlık:)

Adsız dedi ki...

gerçek hayat ne olaki?
sınavların cereyan ettiği periyottaki hayatımız mı daha gerçekti yoksa adına kariyer denilen ücretli köleliğimizin başladığı zamanlardaki mi?
tek bildiğim zoraki bir yola sokulmak istendiğim!

PoLLy dedi ki...

sevgili godsyndrome; teşekkür ederim.. sizlerin yazılarının birikimi ile oluştu bu doluluk bende..

sevgili Sersang; direnebildiğin kadar diren elbet ama, bu yoldan da kaçış yok, unutma..

 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!