etrafta kulağınıza çalınır, istemeseniz de gözünüze sokulur hep..
zayıflamalıdır kadın kısmısı, incecik olmalıdır..
hiç bir incelik, yeterli değildir..
ne gönül rahatlığıyla pasta yiyebilir, ne pizzaya mayonez dökebilir..
alışverişe çıkmaya kalksa, bedenlerin gitgide küçüldüğünü fark eder..
36 beden, eski 36 beden değildir artık..
kilonda oynama olmaz ama mağazadaki yeni sezon kıyafetlerden 40 beden almak zorunda kalırsın.
bi de sevmez erkek milleti, kalori muhabbeti yapan kadınları, değil mi?
"doğal" olan, "harbi" kadınlar; erkekle oturup kebap yiyip rakı içebilen, biranın kalorisini değil köpüğünü konuşanlardır..
sevgililerinin bakımlı ve güsel olmasını isterler.. güsel ve bakımlı olmanın en önemli kıstası ise, zayıf olmaktır. keza yeni moda kıyafetler, "skinny" tabir edilen vücutlara göre dizayn edilmektedir. zayıflıktan ölmek üzere olanlar dışında kimsenin üstünde güsel durmazlar. o kıyafeti kendine yakıştırmak istiyorsan, zayıflayacaksın kızım!
bi taraftan da bakıyorum, dünyanın gözünü alamadığı kadınlar hep etine dolgun hatunlar.. "çok güsel yahu" ya da "bebek gibi" denilen kadınların hepsi kalın bacak-ince bel-büyük göğüs şeklindeler. kolları kalın kalın hepsinin, popoları kocaman.. ister spor yapmkatan deyin, ister vücut orantısı..
jennifer lopez ablamız ile başlayan bu "dolgun kadın" furyası son hızıyla sürer ve hayran kitlesini genişletirken, biz neden üstümüze yakışan pantolon bulmakta zorlanırız?
bi kaç resim de koyacağım, beraber bakalım istiyorum.
Karşınızda Beyonce.. ne kadar güsel bir kadın ama.. peki bacaklarının kalınlığı ve göğüslerinin büyüklüğü, orantılı mı sizce?
Buyrun bu da Jennifer Lopez ablamız...ve tabii, meşhur poposu.. çirkin mi yapıyor hanım kızımızı? yok artık!
ve son örnek olarak Rihanna kızımız..bacakları ne kadar da kalın değil mi, vücuduna göre? peki Rihanna bu fotoğrafta çirkin mi sizce?
bu üç bayan da, güzeller güzeli.. etine dolgun, yuvarlak hatlı ve çok kadınsı.. peki neden hala zayıflamaya çalışıyoruz?bunun peşinde miyiz yoksa?
şahsen ben değilim bayanlar.. 40'a dönüşen 36'larımı alır, cam kenarında yağmura karşı kahve-çikolata yaparım!
hadi şimdi dolgun kadınların, zayıflardan daha kadınsı olduğunu kabul edip; oturun oturduğunuz yerde..
PS: bu yazının, bi türlü veremediğim kilolarımla alakası yoktur... alaka kuran, terbiyesizdir!
4 yorum:
son cümlene kurban, deli:)
ben de hep hafif balık etlilere bayılmışımdır.. gülben ergen tipine falan, zaten ince bacakları hiç sevmem oldum olası. çiroz gibi kollar.. bilekler ip gibi falan.. hiç sevmem ama benim de yapım bu ulan :'(
:)) güzel yazı ve eğlenceli bile olmuş.
sevgili bi dost; di mi ama ya.. salla çirozları, üflesen düşer bunlar.. sonra da "kırcan mı belimi" diye şarkı söylerler... ama aynı adam sarılsın bakalım beyonce'nin beline kırılıyor mu :D
sevgili devenin_bale_papucu; "güsel bile" derken? benden beklemez miydin :(
bii kere o nadide şarkıyı yanlış telaffuz ediyorsun policim. ırıcan mı belimi değil, kırıcan mı belümüü :D ay bi de yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum, ben balık etli severim ama zayıfım inceyim böhüü demek istemiştim :D kocaman saatleri çok sevip de takamamak nası bi duyygudur, bi küçük emrah anlar halimden :'(
Yorum Gönder