Bu ülkede hasta olmak, diğer pek çok şeyi olmaktan daha meşakatli bi mesai...
Mühendis, doktor ve hatta genel müdür bile olabilirsiniz.. aldığınız eğitim, sahip olduğunuz her tür kualifikasyon; hastanelerde sıfırlanıyor. Mahşer yeri gibi adeta, herkes eşit... elinizde önceden aldığınız randevu ile gitseniz dahi, değişen hiçbişi olmuyor... kayıt yaptırmak için bekliyorsunuz, sıra gelsin diye bekliyorsunuz, aldığınız randevu saatinde muayene olabilmeyi bekliyorsunuz ( burda ummak anlamında )... bütün bu beklemeler yetmezmiş gibi, bir de sürekli azarlanıyorsunuz.. randevu alıp gittiğiniz halde, işleminiz yapmakla görevli kişiden azar işitiyorsunuz bi kere...her daim emir kipi cümleler kuran, herkese birinci tekil şahısla hitab eden ve istisnasız herkese salak muamelesi yapan bu kişiler kadar şişkin ego, çok az kişiye nasip olur..tek yeteneği mouse ile bişilere tıklamak olan bu kişilerin önünde sus pus olan caaanım halkım yüzünden; asi kabul edilip, daha da kötü muamele görüyorsunuz üstelik...
Olası diyaloglar da şu şekilde oluyor genelde...
Hasta (H): merhaba; internetten randevu almıştım da, kayıt yaptıracaktım.
Kayıt memuru (K): bekle biraz..
Neyi bekleyeceğini bilmiyorsun tabi sen... ben söyleyeyim hemen, kendisinin paşa gönlünü... devam edelim.
H: burda mı yaptırılıyor kayıt?
K: üfffffff..... var mı vizite kağıdın?
H: yok ama faxlatabilirim.
K: istemez.. TC kimlik numaranı söle... (madem gerek yok, niye soruyorsun)
H: buyrun kimliğim..
K: kendin mi çalışansın? (o ekranda film mi oynuyo arkadaşım... kimlik numaramı girince, çıkıyo tüm bilgiler..benden daha ne isityosun?)
H: evet....
K: al bunları, bekle şurda..
H: ama benim randevu saatim nerdeyse geldi.
K: burda bu kadar insan boşuna mı bekliyor? Yoğunuz, görmüyor musun? İki saat önceye randevusu olan hastaları almaya 45 dk sonra başlayacağız. Sen en iyisi git, 2 saat sonra gel.
H: ama randevu?
K: napiim kardeşim randevun varsa, doktor yok! Ben mi bakayım hastalara? Bekle şurda işte!

Tamam kabul, bunlar devlet hastanesi diyalogları. Bu diyalogtan sonra sıtkınız sıyrıldı; “parası neyse veriririm, benimle ilgilenecek bir hastaneye giderim. Sağlığımdan daha mı kıymetli” dediniz diyelim. Bravo valla, buyrun o zaman bir de özel hastane örneği..

H: merhaba, geçen gün burda muayane olmuştum ben; X Bey’e...
K: eeee?
H: eee si; bana verdiği ilaçlar iyi gelmedi. Üstelik tüm yan etkilerini de yaşıyorum. Başka bir çözüm aramak için buradayım.
K: yok X Bey..( madem öle, neden konuşturuyorsun insanı bu kadar)
H: ne zaman görebilirim kendisini?
K: demek iyi gelmedi ilaçlar ha? Doğru kullandın mı ki?
H: nasıl dediyse öle kullandım...
K: ne zaman geldiydin sen buraya?
H: geçen hafta...
K: X bey tatilde.. 10 gün daha yok... (bak şimdi ya.. niye baştan sölemiyosun arkadaşım!)
H: o zaman başka bir doktorla görüşeyim...
K: ne görüşecen başka doktorla?
H: beyefendi, anlattım ya... X bey’in yazığı ilaçları değiştirmesi için, aynı branştan bir doktorla görüşmek istiyorum.
K: sen X bey yanlış ilaç yazdı mı diyosun yani?
H: olabilir tabii. Neticede tahlil falan yapılmadı. Belki de benim hastalığımı teşhis edemedi...
K: bana bak! Ben bunca senedir burdayım... çok gördüm sizin gibileri.. adamlar 10 sene okusun doktor olsun, senin hastalığını bilmesin; sen ilk hasta oluşunda anla hemen, neyin olduğunu...
H: ben biliyorum demedim ki, başka bi doktor görsün dedim.
K: oldu, bütün doktorlarımız emrine amade! Hastaysan hastalığını bil; çekil, bekle şurda...

Yukarda bahsettiğim olaylardan ilki bizzat başımdan geçmiş, ikincisine de gözlerimle şahit olmuşumdur.
Diyalogları biraz değiştirmiş olabilirim çünkü zaten konuştukları dil, türkçeye pek benzemiyordu...
Velhasıl kelam... hasta olmak zor iş iken, kendini bilmezce tedavi olmaya çalışmak daha da zordur. Hatta derhal cezalandırılmalıdır. Devlet eli ile cezalandırılamıyorsa, hazır kıta tavuk teyzeler tarafından; bir o duvara bir duvara sektirilerek, ayağına basılarak, suratına solunarak ve koluna fln teklifsizce tutunularak cezalandırılmalıdır.
Hadi şimdi, çekil bekle şurda...

0 yorum:

 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!