Harika bir film..Zaten bekliyordum, harika bişi olacağını ama; bu kadarını beklemiyordum açıkçası.. O nasıl güsel renklerdir, o nasıl harika mekanlardır...
O ne kadar doğal Scarlett Johanson’dur, o nasıl şirret Penelope Cruz’dur, o nasıl piç Javier Bardem’dir?
O kadar doğal ve yerinde karekterler, o kadar doğru örülmüş bir hikaye.. Akdeniz insanının sıcaklığı ile ısınmış resmen film...
Woody Allen’in Amerika dışında çektiği ilk film olması sebebiyle, literatürde ayrı bir yer işgal ettiğini okumuş idim zaten. Yıllardır birlikte çalıştığı görüntü yönetmeninden de sınır dışına çıkma bahanesi ile ayrıldığını yine aynı yerde okumuş idim. (bkz: burda) Bu filmin bilindik Woody Allen filmlerinden biraz farklı olacağını bekliyorduk. Özellikle kadro, ağzımız sulandırmıştı fena halde. Hakettiğimizi de aldık...
Ben Penelpe Cruz’un bu kadar büyük bir oyuncu olduğunu bilmez idim. Ya da değildi şimdiye kadar; oynayana değil, oynatana bakmak lazım belki de. Ama ne olursa olsun, hanım kızımız devleşmiş.
Javier Bardem’i, “no country for old man” de psikopat bir katil olarak izledikten sonra, baştan çıkaran bir akdeniz erkeği rolünde görmek muhteşemdi bence. Oyunculuğu bu kadar –ödüle layık- hale getiren de bu tarz şaşırtıcı oyunlardır heralde.
Ve Scarlett Johanson. Sınırda bir oyunculuktu bence. Güzelliğinin lanetinden sıyrılmayı başarabilen bir kadın o. 5 yıl kadar sonra neler yapabileceğini tahmin etmek gerçekten güç.
Bohem bir ressam, 3 güsel kadın ve bir muhteşem şehir! İzlenmelik, seyrine doyamamalık...
Kesinlikle, şiddetle tavsiye!
2 yorum:
Bu kadar methiyeden sonra cuma günü gidiyorum bu filme:)
bak sorumlu hissettim kandimi şimdi..
ya beğenmezsen?
beğenirsin ya, niye beğenemeyesin?
ne bilim...
Yorum Gönder